Av. Arb. Umut METİN

VAKIFLAR ÜYE ALABİLİR. VAKIFLARA ÜYE OLMAK MÜMKÜNDÜR
Hayatında genel hatları ile de olsa hukuk dersi almış olan veya hukuk eğitimi alan her bir kişinin ezbere bilgisidir; “Dernekler kişi topluluğudur. Vakıflar ise mal topluluğudur”. Bir diğer söylemle, vakıfların mal topluluğu olması nedeniyle vakıf tüzel kişiliğinin üyelik kavramına yabancı olduğu uzun yıllardır dile getirilir.
Bugün kütüphanelerde, kitapçılarda gördüğümüz birçok hukuk kitabında  (Hukuka Giriş – Kişiler Hukuku vs) halen aynı ezber bilgi tekrar edilegelmektedir. Medeni Kanunumuzun 101/3 fıkrası da “Vakıflara üyelik olmaz” hükmünü taşımaktaydı.
Ancak, bir süre önce Ankara 13 Asliye Hukuk Mahkemesi ve Gaziantep 1 Asliye Hukuk Mahkemesi itiraz yolunu kullanarak ilgili yasa düzenlemesinin anayasaya aykırılığı iddiası ile konuyu Anayasa Mahkemesi’ne taşımışlardır. Anayasa mahkemesine taşına  madde gerçekten de eski düzenleme ile gerçek veya tüzel kişilerin vakıflarda üye olamayacağı yönünde çok açık bir düzenleme taşımaktaydı. Ancak Anayasa Mahkemesi önüne gelen anayasaya aykırılık iddiasında aşağıdaki gerekçeyi oluşturmuştur.
“ Anayasa’nın 33. maddesinde herkese önceden izin almaksızın dermek kurma, derneklere üye olma, yada üyelikten çıkma özgürlüğü tanımıştır. Maddede vakıflara üyelik konusunda açık bir düzenlemeye yer verilmemiş ancak son fıkrada, bu madde hükümlerinin vakıflarla ilgili olarak da uygulanacağı belirtilmiştir. Derneklerin ve vakıfların kuruluşları, amaçları, işlevleri, işleyişleri ve yönetimleri aynı değil ise de, Anayasa’nın 33. maddesinin birinci ve son fıkraları birlikte değerlendirildiğinde, herkesin vakıflara üye olma özgürlüğüne sahip olduğunu, Anayasa’nın 13. maddesinde temel hak ve özgürlüklerin özlerine dokunulmaksızın yalnızca Anayasa’nın ilgili maddelerinde belirtilen sebeplere bağlı olarak ve ancak kanunla sınırlanabileceği öngörülüğünden, vakıflara üye olma özgürlüğünü ortadan kaldıran MK’nın 101/3 ncü fıkrası Anayasa’ya aykırıdır ” açıklamasıyla sözkonusu fıkra Anayasa Mahkemesi’nin 2008/92 sayılı kararı ile iptal edilmiştir.

Derneklerin kişi topluluğu olduğuhususunda tereddüt yoktur. Ancak hukukumuzda vakıflara salt mal topluluğu olarak bakılamaz. Vakıflar “mal topluluğu” veya “ mal ve kişi topluluğu” olarak örgütlenebilecektir. Anayasa Mahkemesi kararı bu sonucu doğurmaktadır.
Vakıfların gelişimi, toplumda daha çok katılımcının vakıf faaliyetlerine iştirak etmesi için gayet önemli ve yeni bir hukuki durum ortaya çıkmıştır. Üyelik sisteminin önünün açılması vakfın gayesi ile örtüşen hedefleri taşıyan kişilerin bağış, üyelik aidatı, giriş aidatı (bedeli) gibi ödemelerle vakıfları güçlenndirmesi neticesini doğuracaktır.
Bu noktada belirtmekte fayda vardır ki, vakıflara gerçek kişiler (insanlar) yanında tüzel kişiler (dernekler, şirketler vb de) kendi kuruluş metinlerinin izin vermesi halinde üye olabilirler.
Tüm bu çıkarımlarla vakıfların eskisine oranla daha geniş kitlesel bir büyüme yaratması mümkündür.Vakıfça hedeflenen gayeye ulaşmada, üyelerle daha yüksek ses çıkarabilme, toplumda aidiyet duygusu yaratarak, gerçekleştirilen etkinliklerde üyelikler nedeniyle çok daha geniş kamuoyu yaratma gibi bir değişim de sivil toplum dünyamızda görülecektir.
Vakfa üyelik sisteminin uygulanabilmesi için, üyelik sistemine yer vermeyen ve halihazırda kurulmuş olan vakıflarda vakıf senedi değişikliğine gidilmelidir.  Yeni kurulacak olan vakıflarda ise vakıf senedi hazırlanırken üyelik yolunun açık bırakıldığı “Vakfa Üyelik ve Üyelerde Aranan Şartlar”, “ Üyelerin Hak ve Sorumlulukları” , “ Üyeliğin Sona Ermesi” gibi konuların yer aldığı vakıf resmi senetlerinin noterde düzenleme biçiminde düzenlenerek vakıf kuruluş sürecinin diğer prosedürleri ile tamamlanması gerekir.
Özetle, hukukta bir ezber daha değişmiştir. Bir süredir vakıflara üyelik de mümkündür.
Eğitim gönüllüsü iseniz eğitim vakıflarına, kültür aşkı taşıyorsanız kültür hedefli vakıflara, çevre hassasiyetiniz yüksekse sizle aynı hassasiyeti paylaşan üyelik sistemine olumlu yaklaşann tüm vakıfların kapıları artık vatandaşlarımıza açıktır.
Sözkonusu karar Anayasa Mahkemesi tarafından toplumumuza sunulmuş değerli ve vakıflarının kapılarının üyelik anahtarı ile açıldığı hukuki bir kazanımdır.

Av. Arb. Umut METİN